Geçenlerde okuduğumda 'sokağa atılmış ünlem çaresizliği'ni anlayamamıştım. Hatta ''bazıları da edebiyat yapmak için fazla abartıyor.'' demiştim. Şimdi düşünüyorum da bazı şeyler öyle uzaktan göründüğü gibi değilmiş.
Ben de öyleyim sanki. Sokağa atılmış ünlem kadar çaresiz...
Yağmur yağıyor, ıslanıyorum. Ağlıyorum, gözyaşlarım yağmura karışıp yok oluyor. Yoldan hızla geçenler üstüme su sıçratıyor. Ağlıyorum. Gök gürlüyor, o da bana kızıyor sanki; daha çok ağlıyorum.
Kimse görmüyor ya da herkes görmezden geliyor. Gördükleri yalnızca ince, ufak, değersiz bir çizgi. Ve beynimin de öyle olduğunu düşündükleri ufak bir nokta.
Zaman geçiyor, bekliyorum. Yağmur dinmiyor, kimse görmüyor.
Bekliyorum.
Birileri farkedecek biliyorum. Ta ki yanımdan geçerken düşen birinin çekeceği 'Ahh'ın varlığını tamamlayıncaya dek...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder